e-ISSN 2587-2524
Cilt : 21 Sayı : 2 Yıl :

Dizinler

Bu derginin içeriği Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı kapsamında lisanslanmıştır.

Androloji Bülteni - : 21 (2)
Cilt: 21  Sayı: 2 - 2019
1.
Kapak
Cover

Sayfa I

2.
Danışma Kurulu
Reviewers

Sayfa II

3.
Başkan' dan
From The President

Sayfa III
Değerli Meslektaşlarım,

Dergimizin 2019 yılındaki bu sayısında; değerli meslektaşlarımızın katkıları ile hazırlanmış ve Androloji’nin en güncel literatür bilgilerini içeren çalışmaları bulacaksınız. Yaz aylarının başlaması ile birlikte akademik açıdan kongre ve toplantı sayılarının görece azalması nedeni ile dergimizde yer alan makalelerin sizlere yardımcı olmasını umut ediyoruz. 2019 yılında Türk Androloji Derneği bilimsel faaliyetleri kapsamında; 18-21 Nisan 2019 tarihlerinde Sarıgerme’de 13. Ulusal Androloji Kongremizi akademik açıdan son derece başarılı bir şekilde gerçekleştirdik. Bu toplantıda sağlanan yüksek katılım ve ulusal-uluslararası konuşmacıların katkısı ile toplantının akdemik kalitesi üst düzeyde gerçekleşmiştir. Bu organizasyonda emeği geçen tüm meslektaşlarımıza şahsım ve yönetim kurulu adına teşekkür ve saygılarımı sunmak isterim. Ulusal kongremizin hemen öncesinde 15-19 Mart 2019 tarihlerinde düzenlenen yıllık EAU kongresi kapsamında, derneğimizin bilimsel katkıları ile ESAU (EAU Section of Andrological Urology) toplantısı da üst düzey katılım ile gerçekleştirilmiştir. Uluslararası düzeydeki bu toplantıda ülkemizin değerli akademisyenleri yaptıkları sunu ve katkılar ile organizasyonun başarısında önemli bir rol oynamışlardır. Yeni akademik yıl ile birlikte ESAU’nun Prag’da düzenleyeceği toplantı ve yine Ekim ayında İspanya’nın Barselona kentinde düzenlenecek olan 17. Androloji Kursu’nda da değerli akademisyenlerimiz uluslararası bilimsel katkılar sağlayacaklardır. Tüm meslektaşlarımız ile sözü edilen toplantılarda birlikte olabilmek en büyük dileğimizdir….
Yaz aylarının başladığı şu günlerde Türk Androloji Derneği Yönetim Kurulu olarak; tüm üyelerimize aileleri ile birlikte sağlıklı ve huzur dolu tatiller diliyoruz…

Saygılarımla,
Prof. Dr. Mustafa Faruk USTA
Türk Androloji Derneği Başkanı

4.
Editör'den
From the Editor

Sayfa IV
Değerli Meslektaşlarım,

Zevkle okuyacağınız kaliteli araştırma makaleleri ve en güncel bilgilerle donatılmış derlemelerden oluşan yeni sayımız ile sizlere merhaba diyoruz. Büyük bir memnuniyetle belirtmek isterim ki TUBİTAK TR dizine kabulünden sonraki süreçte dergimize gönderilen özellikle araştırma makalelerinin sayı ve kalitesinde gözle görülür bir artış olmuştur. Yine bu süreçte yayın değerlendirme aşamasında büyük fedakârlıklarla ellerinden gelenin en iyisini yapan danışma kurulumuzun çok değerli üyelerinin katkıları sayesinde, üst seviyedeki dergilerle yarışır düzeye gelen yayın değerlendirme ve basım hızımız aynı kararlılıkla devam etmektedir. Bu vesileyle, doçentlik için gerekli yerli yayın kriterlerini tamamlayabilmenin en akılcı seçeneklerinden bir tanesinin Androloji Bülteni olduğunu genç akademisyen kardeşlerimizin dikkatine bir kez daha sunmak isterim.
Bu sayının araştırma makaleleri bölümünde mülteci hasta gruplarında azospermi oranları ve etkileyen faktörlerin yerli popülasyonla karşılaştırılması Toksöz ve ark. tarafından ele alınırken, erkek öğretmenlerde cinsel sağlık problemleri ve ilişkili faktörler web tabanlı bir araştırma ile Başkaya ve ark. tarafından irdeleniyor. Yine bu bölümde obstrüktif uyku apne sendromunun kadın cinsel fonksiyonu üzerine olan etkisi Kaya ve ark. tarafından dikkatinize sunulmakta.
Derleme makaleler bölümünde çok güncel bir konu olan oosit ve sperm mitokondrileri Tan ve ark. tarafından ele alınırken, idiyopatik erkek infertilitesinde probiyotiklerin yeri Akgül ve ark. tarafından güncel literatür eşliğinde özetleniyor. Bu bölümde son olarak farklı kültürlerde jinekolojik ve meme kanserli kadın hastaların seksüaliteye bakış açıları ve yaşadıkları sorunlar Aygin ve Gül tarafından irdeleniyor. Güzel bir yaz dileklerimizle...

Saygılarımla,
Doç. Dr. Ahmet Gökçe
Editör

5.
İçindekiler
Contents

Sayfa 5
ARAŞTIRMA YAZILARI | ORIGINAL ARTICLES
45 Yerli popülasyon ve mülteci hasta gruplarında azospermi oranları ve etkileyen faktörler - Azoospermia rates and affecting factors in local population and refugee patient groups - Serdar Toksöz, Yalçın Kızılkan
50 Erkek öğretmenlerde cinsel sağlık problemleri ve ilişkili faktörlerin belirlenmesi: web tabanlı araştırma - Sexual health problems in men teachers and determinatıon of related factors: web-based research - Yasemin Başkaya, Burcu Yılmaz, Nebahat Özerdoğan
56 Obstruktif uyku apne sendromu’nun kadın cinsel fonksiyonu ve memnuniyete olan etkisi - The Effect of Obstructive Sleep Apnea Syndrome to the Female Sexual Function and Satisfaction - Coşkun Kaya, Yeliz Kaya, Serkan Ceyhan

DERLEME | REVIEW
62 Oosit ve sperm mitokondrileri - Oocyte and sperm mitochondria - Semih Tan, Mehmet Caner Özer, Nazlı Çil, Murat Serkant Ünal
67 İdiyopatik erkek infertilitesinde probiyotiklerin yeri - Place of probiotics in idiopathic male infertility - Turgay Akgül, Engin Doğantekin, Koray Ağras
72 Farklı kültürlerde jinekolojik ve meme kanserli kadın hastaların seksüaliteye bakış açıları ve yaşadıkları sorunlar - Sexual aspects of female patients with gynecological and breast cancer in different cultures and their problems - Dilek Aygin, Aysel Gül
79 TÜRKİYE’DEKİ ANDROLOJİ YAYINLARI | ANDROLOGY PUBLICATIONS IN TURKEY
80 KONGRE TAKVİMİ | CONGRESS CALENDAR

KLINIK ARAŞTIRMA MAKALESI
6.
Yerli popülasyon ve mülteci hasta gruplarında azospermi oranları ve etkileyen faktörler
Azoospermia rates and affecting factors in local population and refugee patient groups
Serdar Toksöz, Yalçın Kızılkan
doi: 10.24898/tandro.2019.04900  Sayfalar 45 - 49
AMAÇ: Hastanemize erkek infertilitesi şikayetiyle başvuran yerli popülasyon/ mülteci hasta gruplarında saptanan azospermi oranları ve buna etki etmesi olası faktörler değerlendirildi.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: Kliniğimizde Ocak 2017 ile Temmuz 2018 yılları arasında erkek infertilitesi nedeniyle başvuran ve azospermi saptanan 626 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Çalışmaya alınan hastalar yerli popülasyon ve mülteciler olarak iki gruba ayrıldı. Mülteciler de kampta yaşayanlar ve kamp dışında yaşayanlar olarak ayrıca değerlendirildi. Hastaların yaş, serum Folikül stimülan hormon, Lüteinizan hormon, total Testosteron düzeyleri, skrotal ultrasonografi sonuçları, varikosel varlığı ve varikoselektomi operasyonu bilgileri değerlendirildi.
BULGULAR: Yerli popülasyonda azospermik hasta sayısı %12,4 (377) iken mültecilerde bu sayı %17,4 (249) idi. Azospermik hasta sayısı mülteci hasta grubunda yerli popülasyon grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek saptandı (p<0,05). Kamp dışında ve kampta yaşayan mülteci hasta grupları arasından azospermi açısından sayısal olarak belirgin fark olmasına rağmen bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi. Yerli popülasyon ve mülteci hasta grubunda hormon değerleri, skrotal USG bulguları, varikosel varlığı ve varikoselektomi operasyonu geçirme oranları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark izlenmedi.
SONUÇ: Çalışmamızda azospermik hastaların mülteci hasta grubunda yerli popülasyona göre daha fazla oranda görülmesi istatistiksel açıdan anlamlı olduğu görüldü. Mültecilerde bağımsız değişkenlerin benzer olmasına rağmen azospermi oranlarının yüksek olmasının beslenme, barınma ve strese bağlı olduğu düşünüldü.
OBJECTIVE: In this study we aimed to evaluate the rates of azoospermia in the local population/refugee patient groups and parameters that may have an effect who were applied to our hospital with male infertility.
MATRERIAL and METHODS: We evaluated 626 patients with male infertility who were diagnosed with azoospermia between January 2017 and July 2018 retrospectively. The patients were divided into two groups as local population and refugees. Refugees were also divided as campers and living outside the camps. Age, serum follicle stimulating hormone, luteinizing hormone, total testosterone levels, scrotal ultrasonography (usg) results, presence of varicocele and varicocelectomy operation were evaluated.
RESULTS: The number of azoospermic patients was 12.4% (377) in local population, this number was 17.4% (249) in refugees. The number of azoospermic patients was significantly higher in the refugee patient group compared to the local population group (p<0.05). Although there was a significant difference in terms of azoospermia among refugee patient groups living outside the camps and in the camps, this difference was not statistically significant. There was no statistically significant difference between the ratio of hormone values, scrotal USG results, varicocele presence and varicocelectomy operation in the native population and refugee patient group.
CONCLUSION: In our study, we found that azoospermic patients were higher than local population in refugee patient group and it was statistically significant. Although the independent variables were similar in the refugees, the high rates of azoospermia were thought to be due to factors such as nutrition, shelter and stress.

7.
Erkek öğretmenlerde cinsel sağlık problemleri ve ilişkili faktörlerin belirlenmesi: web tabanlı araştırma
Sexual health problems in men teachers and determinatıon of related factors: web-based research
Yasemin Başkaya, Burcu Yılmaz, Nebahat Özerdoğan
doi: 10.24898/tandro.2019.60465  Sayfalar 50 - 55
AMAÇ: Erkek cinsel sağlık sorunları sık rastlanan sorunlar olmalarına karşın, ne yazık ki toplumdaki algısı nedeniyle tedaviye başvuru oranı düşüktür. Ülkemizde erkek cinsel sorunlarının yaygınlığı ve ilişkili etmenlerini ele alan çalışma sayısı oldukça yetersizdir. Bu araştırmanın amacı, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında görev yapan erkek öğretmenlerin cinsel sağlık sorunlarını ve ilişkili olabilecek faktörleri belirlemektir.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: Tanımlayıcı-kesitsel olarak yapılan bu çalışma web tabanlı araştırma modelindedir. İnterneti en çok kullanan meslek gruplarından biri olan öğretmenler, yoğun ve stresli çalışma koşulları nedeniyle çalışma grubu olarak belirlenmiştir. İnternet ortamında “öğretmenlik mesleği” ile ilgili çeşitli forum veya sosyal medya gruplarına üye, mesleği öğretmenlik olan kullanıcılardan, belirlenen tarihlerde anketi cevaplayanlar örneklem grubunu oluşturmuştur. Online anket uygulaması 01 Temmuz 2016 – 01 Temmuz 2017 tarihleri arasında yapılmış ve uygulama süresi sonunda 143 erkek öğretmen örneklem olarak kabul edilmiştir. Veri toplamada, araştırmacı tarafından literatür doğrultusunda hazırlanan öğretmenlerin sosyo-demografik tanıtıcı özelliklerini, sağlık durumu bilgilerini ve cinsel sağlığına ilişkin sorunlarını inceleyen soru formu kullanılmıştır. Verilerin istatistiksel analizi, bilgisayar ortamında SPSS 21.0 paket programı kullanılarak yapılmıştır. Verilerin analizinde ki-kare testi, Independent Sample t test, Mann- Whitney U kullanılmıştır.
BULGULAR: Araştırmaya katılan öğretmenlerin yaş ortalaması 33,05±8,63’dir. Öğretmenlerin %73,4’ünün aktif cinsel yaşamı olup, %40,6’sı yaşamının herhangi bir döneminde veya şimdi cinsel sağlık sorunu yaşadığını belirtmiştir. Prematür ejakülasyon yaşadığını belirten katılımcı oranı %33,6, cinsel istek sorunu yaşayan %11,9, erektil disfonsiyon yaşayan %9,8’dir. Cinsel sağlık sorunlarından prematür ejakülasyon ve cinsel istek sorunu yaşayanların stres düzeyleri bu sorunu yaşamayanlarla karşılaştırıldığında yüksek bulunmuştur. Ayrıca, spor ya da egzersiz gibi fiziksel aktivitesi olmayan ve beden kitle indeksi 25’in üzerinde olan kişilerde prematür ejakülasyon yaşama oranı daha fazla bulunmuştur.
SONUÇ: Çalışmamızın sonuçları ülkemizde tartışılması tabu olan erkek cinsel sağlığı hakkında önemli bilgiler vermektedir. Yoğun ve stresli çalışma koşullarına sahip öğretmenlerin stres düzeyleri ile cinsel sağlık sorunları arasında ilişkinin olduğu görülmektedir. Araştırmanın sonuçları doğrultusunda erkek cinsel sağlığı konusunda farkındalığı arttırmak amacıyla sağlık eğitimlerinin planlanıp uygulanması önerilmektedir.
OBJECTIVE: Although male sexual health dysfunctions are common problems, unfortunately the rate of admission for treatment is low due to their perception in society. The number of studies addressing the prevalence and related factors of male sexual health problems in Turkey is quite low. The aim of this study is to determine the sexual health problems of male teachers working in elementary and high schools, and related factors.
MATRERIAL and METHODS: Descriptive cross-sectional study is based on a web-based research model. Teachers, who are one of the professional groups that use the internet most, have been determined as working group due to intensive and stressful working conditions. The members of various online forums or social media groups related to the teaching profession are selected as target, and the sample group consisted of those who replied to the questionnaire at the determined dates. Online survey was conducted between 01 July 2016 and 01 July 2017, and 143 male teachers were accepted as samples. In the data collection, the questionnaire which examines the sociodemographic characteristics, health status information and sexual health problems prepared by the researcher in accordance with the literature has been used. Statistical analysis of the data was done by SPSS version 21.0. Chi-square test, Independent Sample t test, Mann-Whitney U were used for data analysis.
RESULTS: The mean age of the teachers who participating in the research was 33.05±8.63. The teachers who stated that they have active sexual life was 73.4%; 40.6% of the teachers state some kind of sexual health problem at any time in their lives or now. The percentage of participants who had experienced premature ejaculation was 33.6%, the sexual desire problem was 11.9%, and the erectile dysfunction was 9.8%. Stress levels of those experiencing premature ejaculation and sexual desire disorder were higher than those who did not. Also, the rate of premature ejaculation was found to be higher in people who did not have any physical activity (sports/exercise) and who had body mass index more than 25.
CONCLUSION: The results of our study gives important information about male sexual health which is considered as taboo in our country. It is observed that there is a relationship between stress levels and sexual health problems of teachers with intense and stressful working conditions. It is recommended to plan and implement health education programs in order to raise awareness on male sexual health.

8.
Obstruktif uyku apne sendromu’nun kadın cinsel fonksiyonu ve memnuniyete olan etkisi
The Effect of Obstructive Sleep Apnea Syndrome to the Female Sexual Function and Satisfaction
Coşkun Kaya, Yeliz Kaya, Serkan Ceyhan
doi: 10.24898/tandro.2019.50455  Sayfalar 56 - 61
AMAÇ: Obstruktif uyku apne sendromu (OUAS)’nun mevcudiyeti ve şiddetinin kadın cinsel fonksiyonuna ve cinsel memnuniyeti üzerine etkisi olup olmadığını göstermeye çalıştık.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: Ocak-Haziran 2018 tarihleri arasında Eskişehir Devlet Hastanesi Uyku Bozukluğu Laboratuarı’na horlama ve gece nefes tıkanıklığı nedeniyle başvuran kadın hastalar çalışmaya dahil edildi. Hastalara cinsel fonksiyonlarını değerlendirmek için Kadın Cinsel Fonksiyon İndeksi (KCFİ), cinsel memnuniyetlerini değerlendirmek için Kadın Cinsel Memnuniyet Ölçeği (KCMÖ) ve Epworth Uykululuk Ölçeği doldurtulduktan sonra, tüm gece polisomnografi testi uygulandı. Hastalar Apne-Hipopne İndeksi’ne (AHİ) göre normal (<5) hafif (5–15) ve orta-ciddi (>15) olarak üçe ayrıldı, OUAS saptanmayan kadın hastalar kontrol grubuna dahil edildi.
BULGULAR: Çalışmaya katılmayı kabul eden, kriterlere uyan 18 hasta kontrol grubu (grup 1); hafif OUAS olan 8 hasta grup 2, orta-ağır OUAS olan 16 hasta grup 3 olarak tespit edildi. Grup 1’in ortalama yaşı 39,27±7,84 yıl iken grup 2 ve 3’te sırası ile ortalama yaş 44±6,27 ve 41,81±4,57 yıl bulundu (p>0,05). Grup 1, 2 ve 3’teki hastaların KCFİ toplam puanları sırasıyla 19,64±7,78, 15,87±8,34 ve 19,08±9,56 bulunmuş, toplam puanlar arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0,05). Hem 3 grup birlikte hem de ayrı ayrı birbiriyle karşılaştırıldıklarında cinsel disfonksiyon sıklığı ve KCFİ alt parametre puanları açısından istatistiksel bir fark saptanmamıştır (p>0,05). Grup 1’deki hastaların KCMÖ toplam puanları 76,11±18,97, grup 2 için 68,5±18,59 ve grup 3 için 80,65±18,03 olduğu tespit edildi. Toplam puanlar ve alt parametre puanları hem 3 grup birlikte hem de ayrı ayrı birbiriyle karşılaştırıldıklarında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamamıştır. OUAS tanısı konan 24 hastanın KCFİ toplam ve alt parametre puanları ile KCMÖ toplam ve alt parametre puanları korelasyon analizi ile değerlendirildiğinde KCMÖ’nin endişe parametreleri haricinde iki ölçeğin hem toplam hem de alt parametre puanları arasında istatistiksel olarak birbiri ile ilişkili olduğu saptanmıştır (p<0,05).
SONUÇ: OUAS’li kadınlarda cinsel fonksiyonların ve memnuniyet düzeylerinin paralel oranda olumsuz etkilendiği saptanmıştır. Bu nedenle, kadın cinsel sağlığı değerlendirmelerinde cinsel fonksiyonları ile beraber cinsel memnuniyet de göz önünde bulundurulmalıdır.
OBJECTIVE: To investigate the relation with the existence and severity of obstructive sleep apnea syndrome (OSAS) and sexual functions and satisfactions of females who have been diagnosed with OSAS.
MATRERIAL and METHODS: Female patients who have been investigated with a complaint of snoring and apnea and scheduled to undergo full night polysomnography in Eskisehir State Hospital between January and June 2018 were the subjects of this study. Patients were asked to fill Epworth Sleepiness Scale (ESS), Female Sexual Function Index (FSFI) and The Sexual Satisfaction Scale for Women (SSS-W) before sleep study in order to assess their sleepiness, sexual functions and sexual satisfaction respectively. Patients were grouped as: simple snorers (control group; group 1), mild OSA (apnea-hypopnea index (AHI): 5–15; group 2) and moderate/severe OSA (AHI >15; group 3) according to their AHI.
RESULTS: 18, 8 and 16 patients, who were willing to participate to the study and met the inclusion criteria, were groups as control, mild OSA and moderate/severe OSA respectively. Age distributions of groups were as 39.27±7.84, 44±6.27 and 41.81±4.57 years for group 1, 2 and 3 respectively (p>0.05). Total FSFI points of each groups were similar (p>0.05). There were no statistically differences in the prevalence of sexual dysfunction and FSFI aspects’ scores between all three groups and when the all groups compared between each other (p>0.05). Total SSS-W points of each groups were similar (p>0.05). When the total and aspects’ points of FSFI and the total and aspects’ points of SSS-W were evaluated by correlation analysis in the 24 patients diagnosed OSAS, both two scales’ total and aspects’ points were correlated between each other except the ‘concern’ aspects in the SSS-W (p<0.05).
CONCLUSION: It was found that sexual functions and satisfaction levels were adversely affected in females with OSAS. Therefore, sexual functions and sexual satisfaction should be taken into account in the evaluation of female sexual health.

DERLEME
9.
Oosit ve sperm mitokondrileri
Oocyte and sperm mitochondria
Semih Tan, Mehmet Caner Özer, Nazlı Çil, Murat Serkant Ünal
doi: 10.24898/tandro.2019.20092  Sayfalar 62 - 66
Oosit ve sperm mitokondrilerinin oksidatif fosforilasyon yoluyla motilite ve bazı fonksiyonlar için ihtiyaç duyulan enerjiyi üretmeleri dışında, sahip oldukları DNA nedeniyle rolleri oldukça önemlidir. Bunun nedeni, embriyodaki bütün mitokondrilerin oosit kökenli olmasından dolayı, mitokondri DNA’larındaki mutasyonların maternal olarak yeni kuşaklara aktarılması ve mitokondriyal geçişli hastalıklara sebep olmasıdır. Sperm mitokondrileri ise, türler arasında farklı mekanizmalar aracılığıyla spermatogenez esnasında veya embriyogenezin erken evrelerinde eliminasyona uğrar ve varlıklarını sürdüremezler. Bu çalışmadaki amacımız, oosit ve sperm mitokondrilerinin fertilizasyon üzerindeki rollerini araştırmaktır. Veriler, 2018 yılı itibarıyla Pubmed’den taranarak elde edilmiştir.
Oocyte and sperm mitochondria also play an important role because of the DNA they possess, besides motility through oxidative phosphorylation and the energy production needed for some functions. This is because all mitochondria in the embryo are oocyte originated, mutations in mitochondrial DNA are transmitted maternally to new generations, and cause maternally inherited mitochondrial diseases. Sperm mitochondria undergoes elimination during spermatogenesis or in the early stages of embryogenesis through variable mechanisms between species, and existence of mitochondria can’t keep up. The aim of this study is to investigate the role of oocyte and sperm mitochondria on fertilization. Data analysis starting from 2018 to backwards were obtained from Pubmed.

10.
İdiyopatik erkek infertilitesinde probiyotiklerin yeri
Place of probiotics in idiopathic male infertility
Turgay Akgül, Engin Doğantekin, Koray Ağras
doi: 10.24898/tandro.2019.57442  Sayfalar 67 - 71
İnfertilite; gebeliği önleyici bir yöntem kullanmamasına rağmen cinsel olarak aktif bir çiftin bir yıl içinde gebeliğe ulaşamaması şeklinde tanımlanır. İnfertilite olgularının %30’a varan oranında erkeklerde spesifik bir etiyoloji belirlenemez ve idiyopatik infertilite olarak kabul edilir. Bu grupta klinik uygulamalarda ampirik ilaç tedavileri yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu ilaçlar genelde antioksidan veya hormonal özellikte olabilmektedir. Probiyotikler, seminal mikrobiyom üzerine olan düzenleyici etkileri, antioksidan ve antihiperlipidemik etkileri sayesinde özellikle erkek idiyopatik infertilitesinde umut vaat eden destekleyici tedavi ajanları arasında düşünülebilir. Bu görüşün daha kuvvetli ifade edilebilmesi için oldukça pahalı olmasına rağmen daha fazla sayıda deneysel ve klinik prospektif çalışmalar gereklidir.
Infertility is defined as the inability of a sexually active, non-contracepting couple to achieve pregnancy in one year. No specific etiology can be determined in men up to 30% of infertility cases and it is considered as idiopathic infertility. In this group, empirical drug therapies are widely used in clinical practice. These drugs may be antioxidant or hormonal. Probiotics can be considered as promising supportive agents especially in male idiopathic infertility due to its regulatory effects, antioxidant and anti hyperlipidemic effects on seminal microbiome. Although it is quite expensive more experimental and clinical prospective studies are needed to express this opinion stronger.

11.
Farklı kültürlerde jinekolojik ve meme kanserli kadın hastaların seksüaliteye bakış açıları ve yaşadıkları sorunlar
Sexual aspects of female patients with gynecological and breast cancer in different cultures and their problems
Dilek Aygin, Aysel Gül
doi: 10.24898/tandro.2019.87360  Sayfalar 72 - 78
Kanser, tüm dünyada ve ülkemizde giderek artan, biyolojik, psikolojik ve sosyal açıdan çok yönlü olarak bireyi etkileyen ve yaşam kalitesini bozan bir halk sağlığı sorunudur. Dolayısıyla yaşam kalitesinin önemli bir göstergesi olan cinsellik de olumsuz yönde etkilenmektedir. Sosyal çevreye, dine, kültüre, kişisel deneyimlere bağlı olan subjektif ve kompleks bir fenomen olan cinsellik kültürden ayrı düşünülemez. Toplum içinde kadının ne kadar önemli rollerinin olduğu bilinmektedir. Kanser olan kadın sadece kanser ve tedavilerine bağlı olarak olumsuz yönde etkilenmemekte, sosyo-kültürel açıdan da zorluklar yaşamaktadır. Buradan yola çıkarak, bu derleme makalede, farklı kültürlerin kansere yönelik algı, bilgi, tutum ve davranışları ile tanı, tedavi sürecinde yaklaşımlarının nasıl olduğu ve bireylerin psiko-sosyal durumları üzerinde ne gibi değişikliklere yol açtığı literatür ışığında incelendi.
Cancer is a public health problem that affects the individual as versatile in terms of biologically, psychologically and socially, and break downs the quality of life, increasingly on the world and in our country. Therefore, sexuality, which is an important indicator of quality of life, is also affected negatively. Sexuality, a subjective and complex phenomenon that depends on social environment, religious, cultural, personal experiences, can not be considered apart from culture. It is known how important roles women have in society. Women with cancer are not only affected by the negative aspects due to cancer and their treatment, but also have difficulties in socio-cultural terms. Starting from this point, this review article examines the perception, knowledge, attitudes and behaviors of different cultures related to cancer, their diagnosis, their approaches to the treatment process and the changes in the psychosocial status of individuals.

12.
Androloji Yayınları ve Kongre Takvimi
Publications and Congress Calendar of Andrology

Sayfa E1
Makale Özeti |Tam Metin PDF

LookUs & Online Makale