Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.
OBJECTIVE: We aimed to compare the early postoperative erectile functions of patients who underwent extraperitoneal laparascopic radical prostatectomy (eLRP) with 3-port and conventional methods for prostate cancer.
MATRERIAL and METHODS: We reviewed the medical records of the patients who underwent radical prostatectomy between September 2016 and October 2018 retrospectively. The patients were divided into two groups as 3-ports eLRP and conventional eLRP. International erectile function index-5 (IIEF-5) form was used preoperatively and postoperatively at the 6th month to evaluate the erectile function of the patients. Patients with IIEF-5 score >21 were considered as potent, and IIEF-5<11 was considered as severe erectile dysfunction (ED). IIEF-5 scores of preoperatively potent patients who underwent 3-port eLRP and conventional eLRP were compared at postoperative 6th month.
RESULTS: In total, 92 patients who underwent eLRP were included in the study. Of these, 23 were 3-port eLRP, 69 were conventional eLRP patients. Mean age was 63.4±6.10 years, mean prostate specific antigen (PSA) was 10.7±8.55 ng/dl. There were no statistically difference between compared groups in terms of age, PSA, preoperative and postoperative Gleason score, clinical and pathological stage, neurovascular bundle protection, positive surgical margin, postoperative continence status and postoperative erectile function 6th month.
CONCLUSION: The 3-port eLRP, which is similar to the conventional method in terms of oncologic, surgical and early functional results, can be preferred as a minimally invasive surgical approach in the treatment of prostate cancer by maintaining erectile functions with better cosmetic results.
AMAÇ: Prostat kanseri nedeniyle 3-port ve konvansiyonel yöntemle ekstraperitoneal laparaskopik radikal prostatektomi (eLRP) uygulanan hastaların postoperatif erken dönem erektil fonksiyonlarını karşılaştırmayı amaçladık.
GEREÇ ve YÖNTEMLER: Eylül 2016 ve Ekim 2018 arasında prostat kanseri nedeni ile eLRP yapılan hastaların verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Tüm hastalar 3 port ile eLRP yapılan ve konvansiyonel eLRP yapılanlar olarak iki gruba ayrıldı. Hastaların erektil fonksiyonlarını değerlendirmek için preoperatif ve postoperatif 6. ayda uluslararası erektil fonksiyon indeksi-5 (IIEF-5) formu kullanıldı. IIEF-5 skoru >21 olan hastalar potent, IIEF-5 skoru <11 ise ciddi erektil disfonksiyon (ED) olarak kabul edildi. Preoperatif dönemde potent olan hastalardan 3-port eLRP ve konvansiyonel eLRP yapılanların postoperatif 6. aydaki IIEF-5 skorları karşılaştırıldı.
BULGULAR: Toplamda eLRP uygulanan 92 hasta çalışmaya dahil edildi. Bunlardan 23’ü 3-port eLRP, 69’u konvansiyonel eLRP hastası idi. Ortalama hasta yaşı 63,4±6,10 yıl, tanıdaki ortalama prostat spesifik antijen (PSA) değeri 10,7±8,55 ng/dL olarak bulundu. Gruplar arasında yaş, PSA, preoperatif ve postoperatif Gleason skoru, klinik ve patolojik evre, nörovasküler demet korunma oranı, cerrahi sınır pozitiflik oranı ve postoperatif kontinans ve 6. ayda erektil fonksiyon açısından 3-port ve konvansiyonel teknik açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanmadı.
SONUÇ: Onkolojik, cerrahi ve erken dönem fonksiyonel sonuçlar bakımından konvansiyonel yöntemle benzer olan 3-port eLRP, daha iyi kozmetik sonuçlarla erektil fonksiyonları da koruyarak prostat kanserinin tedavisinde minimal invaziv cerrahi yaklaşım olarak güvenle tercih edilebilir.