Content of this journal is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.
Having children is perceived as gaining status and value in many cultures worldwide. Having children in Turkish society is an indispensable phenomenon with psychological, social and economic dimensions. Infertility is a vital crisis, which can affect the families and social environments of couples and has cultural, religious and class aspects along with psychological, social and medical problems. Although individuals’ reactions to infertility differ individually, they generally have similar aspects. Infertility is a stress factor that impairs quality of life and can lead to sexual incompatibility between spouses. Also, infertility brings an additional economic burden to couples and may cause tension, violence and divorce among couples. While improvements in reproductive techniques are hope for individuals in one way, they also create situations such as loss of control, sadness, stigmatization especially in women. Nurses have an important role in providing consultancy and support to infertile individuals during this crisis which is very difficult to deal with.
Keywords: culture, economic, infertility, nursing, psychosocial, sexualÇocuk sahibi olmak dünya genelinde pek çok kültürde statü ve değer kazanmak olarak algılanmaktadır. Türk toplumunda da çocuk sahibi olmak psikolojik, sosyal, ekonomik boyutları olan vazgeçilmez bir olgudur. İnfertilite çiftlerin ailelerini ve sosyal çevrelerini de etkileyebilen, psikolojik, sosyal ve tıbbi sorunların yanı sıra, kültürel, dini ve sınıfsal yönleri de bulunan yaşamsal bir krizdir. Bireylerin infertiliteye karşı tepkileri bireysel olarak farklılıklar gösterse de genel olarak benzer yönleri mevcuttur. İnfertilite, yaşam kalitesini bozan, eşler arasında cinsel uyumsuzluğa yol açabilen bir stres faktörüdür. Ayrıca infertilite çiftlere ek bir ekonomik yük getirmekte, çiftler arasında gerginliğe, şiddete ve boşanmalara yol açabilmektedir. Üreme tekniklerindeki gelişmeler, bireylere bir yönüyle umut olurken, diğer yönüyle özellikle kadınlarda kontrol kaybı, üzüntü, damgalanma gibi durumlar da oluşturmaktadır. Hemşirelerin, başa çıkılması oldukça zor olan bu kriz sürecinde infertil bireylere danışmanlık ve destek sağlamada önemli görevleri bulunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: cinsel, ekonomik, hemşirelik, infertilite, kültür, psikososyal