Bu derginin içeriği Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı kapsamında lisanslanmıştır.
1. | Kapak Cover Sayfa I |
2. | Danışma Kurulu Reviewers Sayfalar II - III |
3. | Başkan'dan From the President Sayfa IV |
4. | Editör'den From the Editor Sayfa V |
5. | İçindekiler Contents Sayfa VI |
ORIJINAL ARAŞTIRMA | |
6. | Cinsel sağlık dersi alan ve almayan öğrencilerin cinsel sağlık bakımına ilişkin inanç ve tutumları Beliefs and attitudes regarding sexual health care of students who take and didn’t take sexual health lessons Nurhan Doğan, Gamze Fiskin, Hatice Yüceler Kaçmazdoi: 10.24898/tandro.2022.67689 Sayfalar 1 - 10 AMAÇ: Bu araştırma cinsel sağlık dersi alan ve almayan öğrencilerin cinsel sağlık bakımına ilişkin tutum ve inançlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Tanımlayıcı ve ilişki arayıcı tipteki bu araştırma Mayıs 2021 – Temmuz 2021 tarihleri arasında bir üniversitenin sağlık bilimleri fakültesinde öğrenim gören hemşirelik (n=104) ve ebelik bölümünden (n=55) toplam 159 öğrenciyle yürütülmüştür. Araştırmada veriler, Öğrenci Bilgi Formu ve Cinsel Tutum ve İnanç Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Çalışma için gerekli izinler alınmış olup, veriler istatistik paket programıyla analiz edilmiştir. BULGULAR: Cinsel sağlık dersi alan ve almayan öğrenciler okudukları bölüm dışında sosyo-demografik özellikleri bakımından benzerdir. Cinsel Tutum ve İnanç Ölçeği puan ortalamaları; cinsel sağlık dersi alan öğrencilerin 38,90±8,00 ve almayan öğrencilerin ise 37,40±7,90’dır. Öğrencilerin çoğu cinsel sağlık konuşurken rahatsızlık duyduğunu, cinsellikle ilgili bilgi ve bireyin cinsel fonksiyonlarını değerlendirmede kendilerini kısmen yeterli gördüklerini ve cinsel sağlık dersinin zorunlu olması gerektiğini belirtmişlerdir. Cinsel sağlık dersi alan ve almayan öğrencilerin cinsel sağlık bakımına ilişkin tutum ve inançları arasında ilişki bulunmamıştır. SONUÇ: Öğrencilerin Cinsel Tutum ve İnanç Ölçeği puan ortalamalarının olumsuz olmadığı, cinsel sağlık dersi almanın tutum ve inancı etkilemediği belirlenmiştir. Öğrencilerin tutum ve inançlarını daha da iyileştirmek için cinsel sağlık dersinin yanı sıra etkili olabilecek başka girişimlerin de yapılması önerilebilir. |
7. | Okul öncesi cinsel eğitime yönelik ebeveynlerin bilgi tutum ve uygulamaları Parents’ knowledge and attitudes and practices about preschool sex education Ümran Çevık Güner, Sare Aktaşdoi: 10.24898/tandro.2022.77698 Sayfalar 11 - 19 AMAÇ: Bu çalışma, okul öncesi dönem çocuğu olan ebeveynlerin cinsel eğitime yönelik bilgi tutum ve uygulamalarını değerlendirmek ve sosyodemografik ilişkileri incelemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Bu tanımlayıcı, kesitsel çalışmanın örneklemini okul öncesi dönem çocuğu olan ve gönüllü 320 ebeveyn oluşturmuştur. Çalışma verileri, ebeveynlerin sosyodemografik özellikleri, cinsel eğitim bilgi ve tutumlarını içeren anket formu ile Ocak-Mart 2016 tarihleri arasında toplanmıştır. Veriler SPSS 17.0 programı ile yüzdelik oranları, ki-kare analizleri ile değerlendirilmiştir. BULGULAR: Ebeveynlerin %67,2’sinin cinsel eğitim tanımını, %29,4’ünün cinsel eğitime başlama yaşını doğru olarak bildikleri saptanmıştır. Cinsel eğitimin verilme oranının %41,9 olduğu bulunmuştur. Ebeveynlerin %45,3’ü cinsel eğitimle ilgili bilgilerinin yeterli olduğunu ifade etmiştir. Cinsel eğitim tanımını, cinsel eğitime başlama yaşını bilme ve cinsel eğitim verme durumunun, ebeveynlerin cinsiyeti, yaşı, eğitimi, mesleği, okul profili, aile yapısı, çocuk cinsiyeti ile cinsel eğitim konusunda kendilerini yeterli bulma durumunun ise ebeveynlerin yaşı, eğitimi, mesleği, okul profili, çocuk cinsiyeti ile ilişkili olduğu bulunmuştur (p<0,05). SONUÇ: Ebeveynlerin cinsel eğitim konusunda yeterli bilgi ve uygulamaya sahip olmadıkları ve çoğunun kendilerini yeterli görmedikleri belirlendi. Çocukların sorularının yeterli bilgi ve donanımla cevaplanması, yaşanabilecek olumsuz olaylar karşısında daha bilinçli ebeveynlerin bulunması açısından anaokullarında cinsel eğitim programlarının rutin olarak uygulanması önerilmektedir. |
8. | Sağlık profesyonellerinin çocuklarına verdikleri cinsel eğitimle ilgili yaklaşımlarının belirlenmesi: Bir kamu hastanesi örneği Determining the approaches of health professionals on sex education to their children: A public hospital example Yasemin Şanlı, Özlem Şahan, Ergül Aslandoi: 10.24898/tandro.2022.88942 Sayfalar 20 - 25 AMAÇ: Bu çalışma dört yaş ve üzeri çocuğu olan sağlık profesyonellerinin çocuklarına verdikleri cinsel eğitimle ilgili yaklaşımlarını ve bu konudaki tutumlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Araştırma, tanımlayıcı kesitsel tipte yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini İç Anadolu Bölgesinde bulunan bir kamu hastanesinde görev yapan, dört yaş ve üzeri çocuğu olan ve çalışmaya katılmaya gönüllü 203 sağlık profesyoneli oluşturmuştur. Veriler, Sosyodemografik Soru Formu ve Cinsel Eğitim Ebeveyn Anketi aracılığı ile elde edilmiştir. Veriler araştırmacı tarafından bireysel olarak sağlık personeli ile çalışma ortamında uygun zaman ayrılarak yüz yüze görüşme yöntemi ile toplanmıştır. Verilerin analizi bir paket programda yapılmıştır. BULGULAR: Araştırmaya katılan 203 sağlık profesyonelinden beşi hekim, 153’ü hemşire, 45’i sağlık teknikeri, sağlık memuru ve psikolog vb. sağlık personelidir. Katılımcıların %96,1’i çocuklar için cinsel eğitimin gerekli olduğunu ve bunların %60,8’i yedi yaş ve üzerinde verilmesi gerektiğini bildirmiştir. Katılımcıların %77,8’i çocuğuyla cinsellikle ilgili konularda konuştuğunu ve bu kapsamda %56,7’si vücuttaki cinsiyete özgü farklılıkları açıkladığını ifade etmiştir. Katılımcıların %76,4’ü cinsel gelişim ve eğitimin anne karnında başlayıp yaşam boyu devam ettiğini, %91,1’i çocuğa ilk cinsel bilgilerin anne-baba tarafından verilmesi gerektiğini ve %57,6’sının cinsel eğitimin okulda verilmesi gerektiğini belirtmiştir. SONUÇ: Çalışmada sağlık profesyoneli ebeveynlerin büyük çoğunluğunun çocuklar için cinsel eğitimin gerekli olduğu düşüncesinde olup, cinsellikle ilgili çocuklarıyla konuştuklarını belirtmiştir. Katılımcıların yarısının genellikle çocuklarının cinsellikle ilgili davranışlarının çoğunu ‘engelleme’ davranışında bulunacaklarını ifade ettikleri görülmüştür. |
9. | İdiyopatik infertil hastalarda semen ve kan plazmasında malondialdehit, glutatyon peroksidaz, süperoksid dismutaz ve katalaz düzeyleri ile semen parametrelerinin ilişkisi On the idiopathic infertile male patients, level of malondialdehyde, glutathion peroxidase, superoxide dismutase and catalase at sperm and blood plasma, and correlation between them Hüseyin Özveren, İrfan Şafak Barlas, Mustafa Güneşdoi: 10.24898/tandro.2022.81557 Sayfalar 26 - 31 AMAÇ: Biyolojik sistemlerde oksidatif denge bozulduğu zaman oksidatif stres ortaya çıkmaktadır. Lökospermi ve varikosel varlığında seminal plazmada oksidanların artışı, bu patolojilerin spermatozoalar üzerine olası zararlarını açıklamada kullanılan parametrelerden biridir. İnfertil olguların yaklaşık %30’unu oluşturan idiyopatik İnfertilite’de ise spermiyogram parametrelerindeki bozulmaları açıklamaya yönelik çalışmalar sürmektedir. Bu çalışmada infertil hastalarda kan ve semen plazmasında Süperoksid Dismutaz (SOD), Katalaz (CAT), Glutatyon Peroksidaz (GPx), Malondialdehit (MDA) gibi enzim düzeylerinin sperm sayı, hareket, morfolojisi ile olan ilişkisi ve bu ilişki üzerinden idiyopatik infertiliteyi açıklayabilecek bir mekanizmanın olabileceğini araştırmayı amaçladık. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Semen ve plazma örnekleri kliniğimize infertilite nedeniyle başvuran; varikosel, hormonal, lökospermi, obstruktif patolojilerin varlığı gibi bilinen bir nedene bağlı infertilite nedeni olmayan olgulardan alındı. İnfertilite etyolojisi primer bir nedene bağlanamamış idiyopatik infertil 40 hasta değerlendirilmeye alındı. Kontrol grubu olarak son bir yıl içinde çocuk sahibi olan ve semen parametreleri Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 2010 yılında belirlenen semen analizi kriterlerine göre normal olan 20 fertil kişi çalışmaya alındı. Hasta ve kontrollerde kan serumu ve seminal plazmada SOD, CAT, GPx ve MDA düzeyleri ölçüldü ve sperm parametreleri incelendi. BULGULAR: Hasta ve kontrol gruplarının yaşları karşılaştırıldığında aralarında anlamlı bir farklılık saptanmadı. Buna karşın hastaların olduğu grubun sperm sayı (67,07±68,182 vs 215±118,743), hareket (23,17±20,570 vs 47±10,809) ve morfoloji (50,73±29,274 vs 69±9,119) ölçümleri kontrol grubundan anlamlı şekilde düşük bulundu (p<0,01). Serum ve semen yapılan çalışmada hasta grubunda MDA düzeyleri (7,027±2,0111 vs 10,783±2,8940) (0,9520±0,41292 vs 2,9319±1,43872) anlamlı şekilde yüksek bulunmuşken (p<0,01); CAT düzeyleri (66,91433±15,300093 vs 15,38145±4,228935) (18,31 00±4,0799vs.10,8451±2,7417) ise anlamlı şekilde düşük bulundu (p<0,01). Her iki grubun GPx serum düzeyleri (304,14118±200,864744 vs 89,70481±30,178563) karşılaştırıldığında hasta grubunda anlamlı oranda düşük saptanırken (p<0,01); GPx semen düzeyleri (8,8590±2,02336 vs 8,9451±2,98786, p: 0,955) ile SOD serum (8,8590±2,02336 vs 8,9451±2,98786, p: 0,908) ve semen (3,3045±1,73632 vs 2,6899±1,80888, p: 0,214) düzeyleri arasında kontrol grubu ve hasta grubu arasında anlamlı bir fark izlenmedi. SONUÇ: Bu çalışmanın sonuçlarına göre, idiyopatik infertil hasta grubunda, sperm parametrelerindeki düşüklüğün MDA ve CAT düzeyi ile ilişkili olabileceği gösterilmiştir. |
10. | Beden kitle indeksinin, klasik sperm parametreleri ve sperm DNA fragmantasyonu ile ilişkisinin incelenmesi: Kesitsel bir araştırma Investigation of the association between body mass index, classical sperm parameters and sperm DNA fragmentation: A cross-sectional study Semiye Elif Elkatmış, Emre Salabasdoi: 10.24898/tandro.2022.80269 Sayfalar 32 - 37 AMAÇ: Gelişmiş ülkelerdeki yaşam tarzı değişiklileri sebebiyle artan obez ve aşırı kilolu kişilerin sayısı, dünya çapında bir sağlık problemi hale gelmiştir. Obezite, ek komorbid hastalıklara, hormonal bozulmalara, serbest oksijen radikal artışına sebep olarak, üreme fonksiyonunu olumsuz yönde etkilemektedir. Çalışmamızın amacı, beden kitle indeksinin hem klasik sperm parametreleri hem de fonksiyonel sperm kalitesi üzerindeki etkilerini araştırmaktır. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Hastanemizde semen analizi yapılan erkekler, ideal kilolu (1. Grup), fazla kilolu (2. Grup) ve obez (3. Grup) olmak üzere üç gruba ayrılmış, bireylerde klasik sperm parametreleri ve sperm DNA yapısı incelenmiştir. Her üç grupta da standart semen analizinin yanında, sperm DNA fragmantasyon (SDF) testi için akridin oranj, maturasyon analizi için anilin mavisi (AB), sperm kromatin kondensasyonu için kromomisin A3 (CMA3) boyama yöntemi kullanıldı. BULGULAR: Obezitenin, sperm konsantrasyonunu (1. Grup: 55,0 milyon/ml, 2. Grup: 64,2 milyon/ml, 3. Grup: 47,7 milyon/ml; p>0,1) ve ileri hareketliğini (1. Grup: %41,0, 2. Grup: %42,6, 3. Grup: %35,5; p>0,1) istatistiki olarak etkilemediği görülürken, normal sperm morfolojisi obez grupta daha düşük bulunmuştur (1. Grup: %4,0, 2. Grup: %4,9, 3. Grup: %3,2; p<0,05). Sperm DNA testlerinde, obezite grubundaki erkeklerde, anilin mavisi pozitifliğinin, (1. Grup: %42,5, 2. Grup: %40,8, 3. Grup: %67,8; p<0,01), CMA 3 yüksekliğinin (1. Grup=%38,9, 2. Grup=%45,4, 3. Grup=%65,3; p=0,001) ve akridin oranj tutulumunun (1. Grup: %44,9, 2. Grup: %45,4, 3. Grup: %67,2; p<0,01) anlamlı oranda fazla olduğu görülmüştür. SONUÇ: Gruplar arasında konsantrasyon, hareketlilik gibi klasik sperm parametrelerinde anlamlı farklılık görülmezken, sperm morfolojisinin obez grupta daha kötü olduğu görülmüştür. Ayrıca obez erkeklerin, normal ve fazla kilolu erkeklere göre anlamlı oranda daha yüksek SDF yüzdesine (akridin oranj), protaminasyon kusuruna (CMA 3) ve maturasyon eksikliğine (anilin mavisi) sahip olduğu gösterilmiştir. Sperm DNA hasarının, spontan gebelik ve yardımcı üreme yöntemlerinin başarısı ile bağlantısı düşünülürse, açıklanmayan infertilite ve erkek faktörü olan obez erkeklerde, klasik sperm parametreleri normal olsa dahi sperm DNA testleri önerilebilir. |
DERLEME | |
11. | Türkiye’de menopozal dönemdeki kadınların yaşam kalitesini inceleyen çalışmalar: Bir sistematik derleme Studies examining the quality of life of women in the menopausal period in Turkey: A systematic review Mevlüde Alpaslan Arar, Nülüfer Erbildoi: 10.24898/tandro.2022.69783 Sayfalar 38 - 51 AMAÇ: Bu çalışmanın amacı Türkiye’de menopoz dönemindeki kadınların yaşam kalitesine yönelik yapılan çalışmaları tanımlamak ve menopoz dönemindeki kadınların yaşam kalitesini etkileyen faktörleri belirlemektir. GEREÇ ve YÖNTEMLER: Sistematik derleme niteliğinde olan bu çalışma, Kasım 2019-Nisan 2021 tarihleri arasında Türkçe ve İngilizce dizinler taranarak yapılmıştır. Google Akademik, PubMed, Ulakbim, Türk Medline ve Dergi Park veri tabanlarından, Türkiye’de yapılmış, Ocak 2014 - Mart 2021 tarihleri arasında yayımlanmış, yayın dili Türkçe ve İngilizce olan, tam metne ulaşılan, araştırma örneklemini menopozal dönemdeki kadınların oluşturduğu çalışmalar, “menopoz”, “yaşam kalitesi”, “Türkiye”; “menopause”, “quality of life”, “Turkey” anahtar kelimeleri ile taranmıştır. BULGULAR: Tarama sonucunda başlangıçta 5.363 çalışmaya ulaşılmıştır. Sırası ile başlık, özet ve tam metne göre yapılan incelemeler; tekrar eden kayıtların çıkarılması, alınma ölçütlerine göre yapılan incelemeler sonrasında 29 çalışmaya ulaşılmıştır. Menopoz ve yaşam kalitesini inceleyen çalışmalarda, düzenli yapılan egzersizin, D vitamini ve kemik mineral yoğunluğu seviyelerinin osteoporoz gelişimini önlemede ve yaşam kalitesini artırmada etkili olduğu; menopozal yakınmaların sıklığı ve şiddeti arttıkça yaşam kalitesinin azaldığı; olumlu menopoz algısı ve tutumunun yaşam kalitesini artırdığı; menopozda yaşanılan jinekolojik operasyonların (total laparoskopik histerektomi ve total abdominal histerektomi) kadınların cinsel yaşam kalitesini artırdığı; menopozda genitoüriner sendromun kadınların yaşam kalitesini azalttığı; menopoz semptomları için uygulanan non farmakolojik girişimlerin (keten tohumu, kefir, ayak refleksolojisi, pilates egzersizi) yaşam kalitesini artırdığı bulunmuştur. SONUÇ: Menopozal dönemin kadınların çoğunluğunun yaşam kalitesini azalttığı ancak, menopoza yönelik gerçekleştirilen eğitim, danışmanlık hizmetleri ve non-farmakolojik uygulamaların menopoz dönemindeki kadınların yaşam kalitesini artırdığı belirlenmiştir. |
12. | Ferroptoz ve erkek infertilitesi Ferroptosis and male infertility Sercan Ergün, Gulgez Neslihan Taskurt Hekim, Sezgin Gunesdoi: 10.24898/tandro.2022.21549 Sayfalar 52 - 56 Ferroptoz, demire bağlı lipid peroksit birikimi ile karakterize, apoptotik olmayan düzenlenmiş hücre ölümünün yeni tanımlanmış bir şeklidir. Bilinen hücre ölümü tiplerinden morfolojik ve biyokimyasal olarak farklıdır. Erkek infertilitesinin birçok nedeni olabilir. Her ne kadar apoptotik hücre ölüm mekanizmasıyla erkek infertilitesi pek çok farklı açıdan ilişkilendirilmiş olsa da, ferroptoz ile infertilite ilişkisi çok güncel bir konu olup üzerine henüz az sayıda çalışma yapılmıştır. Yapılan çalışmalar, ferroptoz mekanizmasının daha da aydınlatılmasıyla erkek infertilitesindeki bilinmeyenler daha iyi çözümlenebileceğini ortaya koymuştur. Bu derlemede ferroptozun ilk tanımlandığı günden günümüze kadarki ferroptoz ile erkek infertilitesini ilişkilendiren tüm bulgular değerlendirildi. |
13. | Spermdeki odorant reseptörlerin rolü ve infertilite ile ilişkisi The role of sperm odorant receptors and its relationship with infertility Gülsen Zübeyde Karaman, Seda Vatansever, Seda Vatanseverdoi: 10.24898/tandro.2022.58235 Sayfalar 57 - 66 Fertilizasyon sürecinde memeli spermlerinin oositin yerini tespit etmesi, flagellar hareketi düzenleyen, hem fiziksel hem de kimyasal ipuçlarına bağlıdır. Bu işaretlerin nasıl tespit edildiği ve hareketin yönünü nasıl belirlediği büyük oranda bilinmemektedir. Odorant reseptörler (OR) hücre zarında bulunan ve koku moleküllerinin tespitinden sorumlu reseptörlerdir ve insan kemoreseptörlerinin en büyük grubunu oluştururlar. Olfaktör duyu sistemi dışında testis ve sperm gibi çeşitli ektopik dokularda da OR’ler bulunmaktadır. Spermlerin kadın üreme sisteminde oositi bulabilmesi için sperm yüzeyinde belirli kemoreseptörlerin eksprese edilmesi gereklidir. Bu ektopik OR’lerin fertilizasyon sırasında kemotaksiste rolü olabileceği öne sürülmüştür. Spermin oosite yolculuğu sırasında kemotaksiste probleme yol açabilecek olası bir kusur infertiliteye neden olabilir. Erkek infertilite nedenlerinin yaklaşık olarak %50’si idiyopatik olup olası nedenlerden bir kısmını OR kusurları oluşturabilir. Bu derlemede, spermde bulunan OR’ler ve hastalıklar ile ilişkisi ele alınmıştır. |
14. | Peyronie hastalığının cerrahi tedavisinde kullanılan greft türleri Grafts for surgical treatment of Peyronie’s disease Ekrem Akdeniz, Emrah Küçük, Mahmut Ulubay, Mustafa Kemal Atilladoi: 10.24898/tandro.2022.82687 Sayfalar 67 - 72 Peyronie hastalığı penisin tunika albuginea tabakasında fibrozis ile seyreden, nedeni tam olarak bilinmeyen ve kalsifiye plak oluşumuyla sonuçlanan bir patolojidir. Bu plaklar peniste ağrı, eğrilik, kısalma ve daralma gibi şikâyetlere neden olabilir. Klinik tablonun stabil hale geldiği ciddi durumlarda cerrahi tedavi altın standart yöntemdir. Hasta kliniğine göre üç farklı cerrahi teknik uygulanabilir ve greft kullanımı ile penil tunikal uzatma işlemleri bunlardan biridir. Penil tunikal uzatma cerrahileri için otogreft, allogreft, ksenogreft ve sentetik greft olmak üzere dört farklı greft tipi kullanılır. Her greftin kendine özgü avantajları ve dezavantajları mevcuttur. Bu derlemenin amacı Peyroni hastalığının cerrahi tedavisinde kullanılan greftlerin avantaj ve dezavantajlarını güncel literatür eşliğinde sunmaktır. |
15. | Kardiyak durumlar ve cerrahi girişim sonrası cinsellik Cardiac conditions and post-surgical sexuality Nilgün Sert, Dilek Aygindoi: 10.24898/tandro.2022.93271 Sayfalar 73 - 81 Cinsel aktivite, bireyin yaşam kalitesini belirleyen önemli bir etkendir. Kardiyak cerrahi geçiren hastalar, cinsel ilişkiye başlama süresindeki belirsizlik, cinsel ilişki sırasında yaşanabilecek kardiyak etkilerden kaynaklı korku, endişe gibi pek çok sıkıntı yaşamaktadır. Bu belirsizlik ve endişeler hasta ve partnerinin cinsel aktiviteden uzak durmasına neden olmaktadır. Ancak cinsel aktivite sırasında yaşanan değişiklikler, günlük yaşam aktiviteleri ve emosyonel durum değişikliklerinin neden olduğu kardiyak etkilerden farksızdır. Dünyada ve ülkemizde cinsellik ile ilgili konular kültürel özelliklerin neden olduğu tabular, utanma, çekinme gibi nedenlerden dolayı hastalar tarafından dile getirilememekte ve sağlık personelleri tarafından da yeteri kadar sorgulanmamaktadır. Kardiyak cerrahi sonrası güvenli cinsel ilişki için kardiyak risk değerlendirilmelerinin yapılması, cinsel aktiviteye başlama zamanı, tedavide kullanılan ilaçların yan etkileri hakkında çiftlerin bilgilendirilmesi, endişelerinin giderilmesi ve tedavi sürecinin izlendiği cinsel rehabilitasyon programı uygulanmalıdır. Bu derleme makale, kardiyak durumlar ve cerrahi girişim sonrası cinselliğin nasıl etkilendiği, sağlık profesyonellerinin ne gibi sorumlulukları olduğu konusunda literatür bilgilerinin gözden geçirilmesi ve bu konuda farkındalık oluşturması amacıyla yazılmıştır. |
OLGU SUNUMU | |
16. | Malleabl penil protezin iki taraflı komplet fraktürü Bilateral complete rod fracture of malleable penile prosthesis Uygar Miçooğulları, Furkan Umut Kılıç, Emir Akıncıoğlu, Orçun Çelik, Yusuf Özlem İlbeydoi: 10.24898/tandro.2022.73693 Sayfalar 82 - 84 GİRİŞ: Penis protezi implantasyonu, birinci ve ikinci basamak tedavi seçenekleri başarısız olan hastalarda erektil disfonksiyon için altın standart tedavidir. Malleabl bir penil protez ile mekanik arıza çok nadirdir. Literatürde bilgilerimize göre sadece bir olguda çift taraflı malleable penil protezin komplet fraktürü bildirilmiştir. OLGU: Bu, literatürde malleabl penil protezin iki taraflı komplet fraktürü bildiren ikinci vakadır. Aynı seansta önceki parçaları çıkardık ve yeni bir malleabl cihaz yerleştirdik. SONUÇ: Bu vakadan çok önemli dersler çıkardık; malleabl penil protez fraktürü ameliyatın geç bir komplikasyonu olarak görülebilir. Cinsel ilişki sırasında rahat olmayan hastalarda protez fraktürü akılda tutulmalıdır. |
ANDROLOJİ YAYINLARI VE KONGRE TAKVİMİ | |
17. | Androloji Yayınları ve Kongre Takvimi Publications and Congress Calendar of Andrology Sayfalar 85 - 88 Makale Özeti | |